Söz sanatları hakkında bilgi verirmisiniz.
Tesbih istiare mecazı  mürsel ve devamıı saçma yazanı şikayet ederm bak



Cevap :

Aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, nitelikçe zayıf olanın güçlü olana benzetilmesine “teşbih” (benzetme) denir.

Teşbih sanatının dört ögesi vardır: 1. Benzeyen, 2. Kendisine Benzetilen, 3. Benzetme Yönü, 4. Benzetme Edatı.

    inci                gibi                 beyaz                  diş
Kendisine         Benzetme       Benzetme          Benzeyen
Benzetilen          Edatı               Yönü
 (güçlü)                                                           (zayıf)

Yukarıdaki örnekte “diş” beyazlık yönünden “inci”ye benzetilmiştir. (teşbih sanatı)


* Dört ögesi de bulunan benzetmeye “tam teşbih” (ayrıntılı benzetme / teşbih-i mufassal) denir.

Âh bu türküler, köy türküleri
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz
Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yukarıdaki şiirde şair, “köy türküleri”ni candan ve temiz olması yönleriyle “ana sütü”ne benzetmiştir. (teşbih sanatı) Buradaki benzetme sanatında, teşbihin dört ögesi de kullanılmıştır.

Köy türküleri        ana sütü             gibi                 candan
  Benzeyen             Kendisine          Benzetme            temiz
                              Benzetilen            Edatı               Benzetme
                                                                                  Yönü

* Teşbih-i Beliğ  (Güzel Benzetme): Teşbihin ögelerinden sadece “Kendisine Benzetilen” ve “Benzeyen”le yapılan benzetmeye “teşbih-i beliğ” (güzel benzetme) denir.
kömür  (gibi kara)        gözler

Kendisine                     Benzeyen              Benzetilen                                                                                                          


İSTİARE (Eğretileme)

Teşbihin (benzetmenin) iki temel ögesi olan “Benzeyen” ve “Kendisine Benzetilen”den yalnızca birinin kullanılmasıyla yapılan sanata “istiare” (eğretileme) denir.

a) Açık İstiare: Yalnız kendisine benzetilenin söylendiği, yani benzetmedeki güçlü ögenin söylendiği benzetme sanatına “açık istiare” denir.

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Âşık Veysel

Yukarıdaki şiirde şair, dünyayı iki kapılı bir hana benzetmiştir. Fakat benzeyeni (dünya) söylememiş, sadece kendisine benzetileni (iki kapılı bir han) söylemiştir. (açık istiare sanatı)

Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna yâ Rab ne güneşler batıyor!
Mehmet Âkif Ersoy

Yukarıdaki şiirde şair, şehit olan Türk askerlerini güneşe benzetiyor. Fakat benzeyeni (Türk askerleri) söylememiş, sadece kendisine benzetileni (güneşler) söylemiştir. (açık istiare sanatı)

b) Kapalı İstiare: Benzetmenin ögelerinden yalnız “Benzeyen”le yapılan sanata “kapalı istiare” denir. Kapalı istiare sanatında, kendisine benzetilen varlık açıkça söylenmez, bazı özellikleri verilir.


Yukarıdaki şiirde şair, gönlünü kuşa benzetmiştir. Fakat “Benzeyen”i (gönül) söylemiş, “Kendisine Benzetilen”i (kuş) söylememiştir. (kapalı istiare sanatı)

Ay, zeytin ağaçlarından yere damlıyordu
Açtım avucumu altına tuttum

Yukarıdaki şiirde ay, suya (yağmur damlası) benzetilmiştir. Fakat sadece Benzeyen (ay) söylenmiş, Kendisine Benzetilen (su) söylenmemiştir. (kapalı istiare sanatı)


KİNAYE (Değinmece)

Bir sözü benzetme amacı gütmeden hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde kullanmaya “kinaye” (değinmece) denir.

MECAZ-I MÜRSEL (Düz Değişmece / Ad Aktarması)

Bir sözü benzetme amacı gütmeden başka bir sözün yerine kullanmaya “mecaz-ı mürsel” (düz değişmece / ad aktarması) denir.

* Mecaz-ı mürselde sözcükler gerçek anlamının dışına çıkarak farklı bir anlamda kullanılır. 

Mecaz-ı mürselde söylenen söz ile kastedilen söz arasında belirli ilgiler vardır: