Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya dasanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatı. Hikayeye kıyasla daha uzun ve olaydan ziyade kişi merkezli bir yazı türüdür.[kaynak belirtilmeli] Japon edebiyatının başyapıtlarından Genji'nin Hikâyesi dünyanın ilk romanı kabul edilir.[1]
Roman büyük oranda düzyazıyla yazılır ancak nazım da içerebilir. Anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. Anlatılan olaylar, kendinden önceki türler gibi yalnızca saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekanlarda değil, genellikle sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekanlarda geçer. Kullanılan dil, nazım türlerinde olduğu gibi ağdalı değil günlük ve sıradandır.[kaynak belirtilmeli]
Roman tarihe en bağlı edebiyat türüdür.[kaynak belirtilmeli] Toplumsal, politik olaylar gelişmelerle de yakın ilişkidedir.
Roman, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür. Bu nedenle toplumların gelişimine, yani tarihe kopmaz biçimde bağlıdır. İnsanı, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür.