Cevap :
Yazının çözülmesinden sonraki süreçte Thomsen ve Radloff anıtların metni ve çevirisi üzerinde yarışa girmişlerdir. Yazıtlar, yazıtlarda kullanılan yazı ve dil üzerindeki çalışmalar günümüzde de devam etmektedir. Yazıtların hem dil hem de yazı bakımından özgün metni ile günümüz Türkçesine aktarmasınıProf. Dr. Muharrem Ergin (1971) yapmıştır.
ürk karakteriniñ satır satır dalgalandığı bu âbidelerde, eñ coşkun deñizleri kıskandıran ahenkli bir heyecan vardır. Bahtiyarlığı erkinlik ateşinde tadan bir milletiñ geçirdiği zorlu şartlar, milletçe düşülen hatalar, Doğu Göktürkleriñ bir dönemlik Çin esareti ve ardından yaşanan büyük diriliş mücadelesi gözler öñüne seriliyor. Orhun Yazıtları olarak adlandırılan bu metinler aslında başlıca dokuz, on tanedir. Yalñız, içerik doygunluğu ve büyüklükleriyle öñem kazanmış olan üç tanesi, bizim de ele aldığımız bu kitabeler olacaktır. Bunların eñ değerlileri, Bilge Kağan’ıñ ağzından yazılmış olan Kül Tigin(732) ve Bilge Kağan(735) yazıtlarıdır. Kül Tigin ise Bilge Kağan’ıñ bir yaş küçük kardeşidir. Üçüncü öñemli yazıt ise kendilerine ve kendilerinden öñce baba ve amcalarına vezirlik yapmış olan Bilge Tonyukuk yazıtlarıdır. 720 – 25 yılları arasında yazıldığı öñgörülen iki parça halindeki bu kitabeler, kendisi tarafından dikilmiş ve diğerlerine göre daha uzakta kalan Moğolistan’ıñ Nalayha şehri içersinde bulunmuştur. Diğerleri ise Baykal Gölü’nüñ güneyinde, eski Orhun nehri yatağı yakınlarındadır. Bunuñla birlikte Türkleriñ okunabilen ilk yazılı belgesi, 687 – 92 yılları arasında yazıldığı öñgörülen “Çoyrın yazıtı” olmuştur. Altı satırlık bu yazıtta, Bir Göktürk eriniñ İlteriş’e katıldığı añlatılmaktadır. Bu metinlerde, Türkleriñ tek milli yazı sistemi olan Orhun (Göktürk) alfabesi kullanılmıştır.