luleburgaz yoresının yuzey sekıllerı nelerdır?



Cevap :


Lüleburgaz…Hayatı Trakya’nın kendine özgüleştirdiği derin bir hissedişle ve ritimle yaşayan, Trakya’nın ikinci, bağlı olduğu il olan Kırklareli’nin ise en büyük ilçesi Lüleburgaz... Hatta kendi ilinden bile büyük olduğunu burada dile getirebiliriz.

Trakya'nın 9/8'lik kalp atışlarını en iyi duyabileceğiniz yer olan, güçlü sosyo ekonomik yapısıyla zamanın getirdiği değişimleri en çabuk karşılayıp yöresindekilere zaman zaman örnek teşkil eden Lüleburgaz’ı gelin biraz daha yakından tanıyalım.

Kırklareli’nin nüfus itibarıyla kendisinden daha büyük ilçesi olan Lüleburgaz ilin güneydoğusunda yer alır. İlçenin doğusunda Tekirdağ iline bağlı Saray ve Çorlu ilçeleri yer alırken, güneydoğusunda aynı ilin Muratlı ve güneybatısında Hayrabolu ilçeleri ile komşudur. Kırklareli’ nin Babaeski ilçesi batısında, Pınarhisar ilçesi kuzeyinde, Vize ilçesi ise kuzeydoğusunda yer alarak Lüleburgaz’ı çevrelerler.

İklim özellikleri itibariyle Trakya’nın geneline hakim olan karasal iklim özellikleri gösterir. Yazlar oldukça sıcak ve kurak geçerken, kışlar oldukça soğuktur. Özellikle Balkanlar’dan gelen hava sistemleri kış aylarının genel iklim şartlarını belirlemektedir. Yağışlar ise genellikle sonbahar ortalarından bahar aylarına kadar bir periyod içerisinde görülür. İlçe topraklarının neredeyse tümü yüksekliği deniz seviyesinden 30-40 metreyi bulan yumuşak tepecikler halindeki verimli Trakya ovaları üzerinde yer almaktadır.

2010 yılında açıklanan verilere göre ilçenin köyleriyle beraber toplam nüfusu 130 375 kişidir. Bu nüfusun 95 466’sı ilçe merkezinde, 34 909’u ise ilçeye bağlı belde ve köylerde yaşamaktadır.

Lüleburgaz 5 belde ve 30 köye sahiptir.

Beldeleri : Ahmetbey, Büyükkarıştıran, Evrensekiz, Kırıkköy, Sakızköy.

Köyleri : Akçaköy, Alacaoğlu, Ayvalı, Celaliye, Ceylanköy, Çengelli, Çeşmekolu, Çifltikköy, Davutlu, Düğüncübaşı, Emirali, Ertuğrul, Eskibedir, Eskitaşlı, Hamitabat, Hamzabey, Karaağaç, Karamusul, Kayabelli, Küçükkarıştıran, Müsellim, Oklalı, Ovacık, Sarıcaali, Seyitler, Tatarköy, Turgutbey, Umurca, Yenibedir, Yenitaşl.

Tarihi süreç içerisinde Lüleburgaz’dan bahsetmek gerekirse, yörede geçmişi aydınlatacak önemli arkeolojik kazılar ne yazık ki kısıtlı kalmıştır. 1936 yılında Prof. Arif Müfid MANSEL’in Türk Tarih Kurumu girişimleriyle başlayan çalışmaları bir başlangıç olmuştur. Umurca bölgesinde yer alan ikiz tümülüsler gibi yörede dağınık yer alan tümülüsler Trakya’nın geneline hakim olan Trak kültürünün izlerini bize belgeler. M.Ö.2000’lere değin geriye gidebileceğimiz bu yerleşimlerden elde edilen buluntular, Balkan-Ege ve Kuzey Anadolu kültürlerinin el değiştirmeler ve karşılıklı etkileşimlerle yöreye kimliğini verdiği yönündedir. Bu tarihin M.Ö. 4000’lere değin tarihlenebileceğine dair arkeolojik ipuçları başka araştırmalarla desteklenmeye ihtiyaç duymaktadır.

Anadolu ile Avrupa kıtaları arasındaki bir kıstakta yer alan Trakya her dönem istilacıların iştahını kabartmıştır. Dolayısıyla Lüleburgaz ‘da tarihin çeşitli dönemlerinde bu el değiştirmelerden payını almıştır. Traklar’ın Odris kolunun genel yayılışındaki Lüleburgaz, Yunan, Pers, Makedon ve Roma egemenliklerini görmüştür. Büyük Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesinden sonra Bizans etkisine giren Lüleburgaz, 1.Murad döneminde Osmanlı idaresine girerek Osmanlı’nın Vize kazasına bağlı bir yerleşim olarak varlığını sürdürmüştür. Osmanlı Rus savaşı sonrası Ruslar ile işgaller dönemi başlamıştır. Balkan harbinin en çetin günlerinin yaşandığı zamanlarda Bulgar istilasını, 1. Dünya Savaşı sırasında kısa bir Fransız işgalini, Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Yunan işgalinin unutulmaz acılarla dolu günlerine tanıklık eden Lüleburgaz, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın şartları gereğince 1922 yılının Kasım ayında yeniden vatan topraklarına katılmıştır.

Lüleburgaz genel itibariyle tarım, hayvancılık ve sanayinin birbiriyle etkileştiği iş kollarının sosyo ekonomik yapıya etkilerinin en iyi izlenebildiği yerleşimlerden birisidir. Coğrafi kazanımları düşünüldüğünde, Lüleburgaz Trakya’nın akasularla beslenen en verimli tarım arazileri üzerinde yer almaktadır. Buna karşılık sulu tarım uygulanabilen arazileri kısıtlıdır. Trakya’nın yaygın üretimleri arasında bulunan tahıl , ayçiçeği, pancar ekimin yanı sıra, son yıllarda kanola ve sebze ekimi de önemli yer tutmaya başlamıştır. Nüfusun %60’ı tarım alanından geçimini sağlarken, aile başına düşen toprak miktarı, modern üretim olanakları sunan mekanizasyon açısından da Türkiye’nin en ileri seviyesindeki yerleşimlerinden birisi Lüleburgaz’dır. Hal böyle olunca tarım alanındaki son gelişmelerin takip edilebildiği Türkiye’deki önemli tarım fuarlarından birine Lüleburgaz’ın ev sahipliği yapıyor olması olağandır.

Hayvancılık da yörede önemli geçim kaynaklarından birini teşkil eder. Bunun etrafında gelişen yan sanayi kolları içerisinde gelenekten taşınan mandıracılık faaliyetlerinin ötesinde, marka değeri taşıyan modern süt ürünleri tesisleri bulunmaktadır. Et ürünleri bakımından yörede yetiştirilen hayvanlar Trakya'nın birçok kesiminde olduğu gibi değerli kabul edilir.