Cevap :
Ticaret sicili, tacirlerin ve üçüncü kişilerin bilmelerinde yarar ve zorunluluk bulunan, tacir ile ticari işlemeye ilişkin bilgi ve kayıtları kapsayan bir devlet sicilidir. Ticaret sicilinin tacirin hukuki durumunu saptamak, üçüncü kişileri aydınlatmak, açıklık ve tacire ait bazı kazanılmış hakların korunmasına yardımcı olmak gibi değişik amaçları vardır.
Ticaret sicili hukukumuzda TK m. 26-40 arasında düzenlemiş ve maddelerden ilk üçü 27.6.1995 tarih ve 559 sayılı kanun hükmünde kararnameyle değiştirilmiştir. Yeni düzenlemeye göre ticaret ve sanayi odası ya da ticaret odası bulunan yerlerde bir ticaret sicili memurluğu kurulur. Odanın olmadığı ya da yeterli örgütlenmeden yoksun olduğu yerlerde ticaret sicili işleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenmek üzere o il içindeki odalardan birinin ticaret sicil memurluğu tarafından yürütülür. (TK m. 26)
Ticaret sicilinin yönetimi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın uygun görüşü alınarak ilgili oda meclisince atanan bir sicil memuruna aittir. İş hacmine göre aynı usulle yeteri kadar yardımcı görevlendirilebilir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın denetimine tabi olan ticaret sicili memurlukları, alınan tedbir ve talimatlara uymakla yükümlüdür. (TK m. 27) Ticaret sicili memurluğunun örgütü, sicil defterlerinin nasıl tutulacağı, tescil mecburiyetlerinin nasıl yerine getirileceği, sicil memurlarının kararlarına itiraz yolları gibi hususlarla ilgili esas ve usuller bir tüzükle düzenlenir.
(TK m. 28) Sicil defterleri sicil esas defteri, fihrist defteri, ihtar ve ceza defterleri ile gelen-giden defteri olmak üzere başlıca dört tanedir. TK m. 37, f. 2 uyarınca sicil kamuya açık (aleni) olduğu için, herkes bunu inceleyebilir, suret ya da bir hususun kayıtlı bulunup bulunmadığı konusunda tasdikname verilmesini isteyebilir.
Sicil işlemleri tescil, tadil ve terkin olarak üçe ayrılabilir. Tescil, yani yazım bir olgunun sicile geçirilmesi; tadil, sicile yazılmış olgulardaki değişiklik nedeniyle kayıtların düzeltilmesi ya da değiştirilmesi; terkin ise, kayıtlı bulunan olgunun ortadan kalkması yüzünden kayıtların silinmesidir.
Ticaret siciline hangi hususların yazılabileceği konusunda ilgili hükümlerde herhangi bir açıklık yoktur. Bu nedenle her somut olayda yasaya bakmak ve burada tescil öngörülmüşse, gerekli işlemleri yaptırmak gerekir. Başka bir deyişle, bir husus ancak yasanın açıkça zorunlu kıldığı durumlarda tescil ettirilebilir.
Ticaret siciline tescil, kural olarak ilgililerin istemi üzerine yapılır. Bunun yanı sıra tescilin ilgili makamın bildirmesi üzerine ya da re’sen (görevden ötürü) memur tarafından yapıldığı durumlar da vardır. Tescili gereken ya da olanaklı bulunan bir hususu yasa hükümleri uyarınca isteyebilecek olan kişiler ilgili sayılırlar. Temsilciler ya da hukuki halefler de ilgili kavramının kapsamına girerler.
Buna karşılık bir hususun tescilini istemeye birden fazla kişi yetkili ya da zorunlu ise, yasada aksine hüküm olmadıkça, tescil isteminin bunlardan biri tarafından yapılması yeterlidir. Bu istem diğerleri adına da yapılmış sayılır. Tescil istemi yetkili ticaret sicili memurluğuna dilekçe ile yapılır. Dilekçe sahibi hüviyetini kanıtlamaya zorunludur. Fakat dilekçedeki imza noter tarafından onaylanmışsa, ayrıca hüviyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.
Yasada aksine hüküm bulunan haller, örneğin TK m. 383 dışında tescili isteme süresi 15 gündür. Bu süre tescile tabi bir hususun gerçekleştiği tarihten; tamamlanması bir senet ya da belgenin düzenlenmesine bağlı hususlarda ise bunun düzenlenmesi tarihinden itibaren başlar. Ticaret sicili memurluğunun yetki çevresi dışında oturanlar için bu süre bir aydır. Önemle belirtilmelidir ki, yukarıda anılan sürelerin geçirilmesi sadece sicil memurunun tescile davetini gerektirir. Yoksa o işlemin bir daha tescil edilememesi sonucunu doğurmaz. İlgili makamın bildirmesi üzerine ya da memur tarafından re’sen tescil yapılabilmesi için bu konuda açık hüküm bulunmalıdır.
TK m. 33 uyarınca tescil edilmiş hususlardaki her türlü değişikliğin de tescili, yani tadil ya da terkini gerekir. Her iki durumda da tescil istemi, süre ve şekline ilişkin TK m. 29-32 uygulanır.
Ticaret sicili memurunun görev ve yetkileri TK m. 34-36 arasında düzenlenmiştir. Sicil memurunun istemleri incelemek ve gerekli işlemleri yapmak ve vesika vermek şeklindeki genel görevlerinin yanı sıra, ilgililerin tescil istemi üzerine haiz olduğu bazı görevleri de vardır. Bu son görev de kendi içinde tescili istenen hususu incelemek ve gerekiyorsa ilgilileri tescile davet etmek şeklinde ikiye ayrılabilir.
Gerçekten TK m. 34, f. 1 uyarınca sicil memuru tescil için aranılan yasal koşulların bulunup bulunmadığını araştırmakla yükümlüdür. Memur özellikle tüzel kişi tacirlerin işletmelerinin tescilinde şirket sözleşmesinin emredici hükümlere aykırı olup olmadığını ve bunun yasanın zorunlu kıldığı hususları içerip içermediğini inceler.
Tescili uygun görmeyen memur eksiklikleri ilgililere yazılı olarak bildirir ve durumu yasaya uygun hale getirmeleri için bunlara uygun bir süre verir. Verilen süre içinde aksaklık giderilmemişse, memur tescil istemini reddeder.
http://www.frmtr.com/siyasal-bilgiler-hukuk/1038975-ticaret-sicili-ticaret-hukuku.html