Cevap :
Başlığı görüp bir zamanlar bana öğretmenlik yapmış bir kişiye hakaret ettiğimi zannetmeyin. Yani bir insana ‘‘hayvan’’ demiyorum. Çocukluk dönemimde bana gerçekten öğretmenlik yapmış olan bir hayvanı anlatmaya çalışıyorum.
Aslında öğretmenlerim hayvanlardı, demek daha doğru olur. Fakat, bunların arasında özellikle biri vardı ki, kesinlikle öğretmenlerin en büyüğü olduğunu söyleyebilirim.
Seneler önce, henüz küçük bir kız çocuğu olduğum sıralarda (Gerçi şimdi de pek büyüdüğüm söylenemez) arkadaşlarımın tamamı hayvanlardı. Hem de çeşit çeşit hayvanlar. Bir kedi, bir köpek, bir tavuk, bir kuzu evin bizden başka fertlerini oluşturuyordu. Fakat, arkadaşlarım bunlarla sınırlı değildi. Ayrıca, karıncalar, solucanlar, çeşit çeşit kanatlı-kanatsız böcekler ve kuşlar. Az kalsın unutuyordum. Bir de yılanlar.
Özellikle baharın geldiği günlerde en gözde arkadaşlarımı yılanlar oluşturduğu için onları unutmak büyük bir hayırsızlık olurdu. Şimdi ‘‘iyice abarttın, yılanlardan da arkadaş mı, olurmuş’’ diyeceksiniz. Demeyin. Öyle bir oluyor ki, hem de en ala arkadaştan daha vefakar. Bir defa sizi asla unutmuyorlar. Hafızaları çok kuvvetli. Bir de anlamsız hiçbir şey yapmıyorlar. Bütün hayvanlar gibi... Ve tabii bütün diğer hayvanlar kadar sezgileri çok kuvvetli.