Cevap :
Şairin ne dediğini büyük ölçüde anladınız; ama şöyle kısaca bir tekrar edecek olursak, şair diyor ki: Okuma bilmiyor, adını da yazamıyor benim annem. Ancak bana, sayı saymayı, ayları ve yılları öğretti. En mühimi de dilimi öğretti. Ben bu dil ile sevinci ve üzüntüyü tanıdım. Ben bu dil ile şiirimi ve müziğimi meydana getirdim. Yazdığım bunca kitabın gerçek sahibi benim annemdir.
Benim hislerime ve fikirlerime tercüman olan ifadeler, Vahapzade’nin bu şiirinde terennüm edilmiş. Zaten anamızdan öğrendiğimiz dile “ana dili” demişiz. Ne hoş bir laftır bu. Bundan güzel bir açıklama olur mu? Ana dil, anamızdan öğrendiğimiz dildir.
Son yıllarda artık anamın dilinden çok uzaktayım. Onun sesi gibi ses, onun sözü gibi söz, onun yüreği gibi yürek arıyorum belki de. Onun söylediği kelimeleri insanlar ya bilmiyorlar artık ya da kullanmak istemiyorlar. Onun demin yerine “bayaktan” deyişi, geçen yıl yerine “bıldır” deyişi, daha neçe güzel sözler söylenmiyor artık.
Benim memleketimin muhterem insanları analarının konuştukları gibi konuşmak istemiyorlar. Çünkü bu dilden utanıyorlar. Sonunda bugün herkesin dört nala gittiği bu yapmacık dil, yapmacık insanlar yaratıyor. Özüne sözüne güvenilmez bir yığın insan...
Cevap:
BU BİR ŞİİR ADIDIR.
MENİM ANAM
Savadsızdır
Adını da yaza bilmir
Menim anam...
Ancak mene
Say öğredib
Ay öğredib
İl öğredib
En vacibi dil öğredib
Menim anam.
Bu dil ile tanımışam
Hem sevinci
Hem de gamı
Bu dil yaratmışam
Her şiirimi
Her nağmemi,
Yoh men heçem
Men yalanam
Kitap kitap sözlerimin
Müellifi menim anam
ALINTIDIR.
Açıklama: