ÇOK BİLEN ÇOK YANILIR ADLI RECAİZADE MAHMUT EKRAMİN TİYATRO ESERİ HAKKINDA BİLGİ LAZIM ARKADAŞLAR (ÖZETİ FELAN DEĞİL BİLGİ HER TÜRLÜ)



Cevap :

ÇOK BİLEN ÇOK YANILIR: Recaizade Mahmut Ekrem; tiyatro; komedi türünde yazılmış bir eserdir; yazar bu eserinin konusunu Binbir Gündüz Hikâyeleri’nden almıştır; eserde, kendi kazdığı kuyuya yine kendisi düşen Maraş kadısı Azmi Efendi'nin serüvenini anlatır…

ÇOK BİLEN ÇOK YANILIR: Recaizade Mahmut Ekrem; tiyatro; komedi türünde yazılmış bir eserdir; yazar bu eserinin konusunu Binbir Gündüz Hikâyeleri’nden almıştır; eserde, kendi kazdığı kuyuya yine kendisi düşen Maraş kadısı Azmi Efendi'nin serüvenini anlatır…



Çok Bilen Çok Yanılır – Recaizade Mahmut Ekrem
Bordo Siyah yay. İst.2005, 115 sayfa

Yazar bu oyunun konusunu, yapısı ve anlatımı Binbir gece Masalları’na benzeyen  Binbir Gündüz Hikayeleri’nin çevirisinde bulunan “Musullu Fazlullah Hikayesi“nden almıştır.

Eserin konusunu, Kadı Azmi Efendi’nin, kaymakamı çekememesi ve kaymakamın kızını işsiz güçsüz bir seyyahla(İhsan, aslında Vali’nin oğludur) evlenmesi için yaptığı düzenbazlık ve kendi kazdığı kuyuya kendisinin düşmesi üzerine kuruludur. Kaymakam’ın kızı, Azmi Efendi’ye kendi yüzünü gösterir, ancak onun sümüklü-sidikli bir kızla evlendirir, üstelik karısından da boşanmasına neden olur.  Azmi Efendi, “kötülük eden kötülük bulur” sözünün örneğidir.  “ettiğimi buldum, gaafil avlandım! Çok bilirken çok yanıldım. Kazdığım kuyuya kendim düştüm.”(Azmi Efendi, s.114)

Servet-i Fünun’un üstadı, acıların babası Recaizade’den bir komedi.

 

 

 

 

 

Recaizade Mahmud Ekrem(1847-1914): Takvimhane Nazırı Recai Efendi’nin oğlu, Ercüment Ekrem Talu’nun babasıdır. Babasından Süryanice ve Farsça öğrendi. 1858′de ilköğretimini tamamladı, özel öğrenim görerek yetişti. Mekteb-i İrfan’ı bitirdikten sonra (1858) girdiği Harbiye İdadisi’ndeki öğrenimini sağlık sorunları nedeniyle tamamlayamadı. Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi’nde memurluğa başladı (1862). Tanzimat ve Nafia dairelerinde başmuavinlik (1874), Şura-yı Devlet (danıştay) üyeliği (1877), Mekteb-i Mülkiye ve Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik (1880-88), birkaç ay Evkaf ve Maarif Nazırlığı (1908), Meclis-i Âyân üyeliği (1908-14) yaptı.

Resmi görevle Trablusgarp’a gönderildi. 1908′de 2. Meşrutiyet’ten sonra kurulan Kamil Paşa kabinesinde Maarif Nazırı oldu. Namık Kemal’le tanışmasının ardından Encümen-i Şuara‘ya katıldı. İlk yazıları Namık Kemal yönetimindeki Tasvir-i Efkar gazetesinde yayınlandı. 1870′lerden sonra kendisini tümüyle yazılarına verdi. Batı edebiyatından çeviriler yaptı. 1870′te ilk oyunu Afife Anjelik, 1871′de ilk şiir kitabı Nağme-i Seher yayınlandı. Yaşamını yitirdiğinde Meclis-i Âyan üyesiydi.

Ölümü nedeniyle okullar tatil edilmiş ve büyük bir cenaze töreni düzenlenmiştir. Mezarı, oğlu Nejad’ın kabri yanında, Küçüksu’dadır.

Namık Kemal’le tanışmasının ardından edebiyat çevresine girmiş ve onun Fransa’ya gitmesi üzerine, 1867′de Tasvir-i Efkar gazetesinin yönetimine geçmiştir. Recaizade, üç oğlunun, özellikle de çok sevdiği Nejad’ın ölümünden duyduğu acıyı dile getirdiği şiirleriyle daha çok karamsar duygular işledi. Eski edebiyatı savunan Muallim Naci ve çevresiyle girdiği edebiyat tartışmalarıyla Edebiyat-ı Cedide akımının doğmasına zemin hazırladı. Başta Tevfik Fikret olmak üzere döneminin genç şair ve edebiyatçılarını çevresinde topladı. Tanzimat ve Batı düşüncesinin yeni kuşağa benimsetilmesinde önemli rol oynadı.

Kendisinin yetkin tiyatro oyunu olarak bilinen Çok Bilen Çok Yanılır, ölümünden sonra yayımlandı. Sanatta güzellik ilkesine bağlı kaldı. “Sanat sanat içindir” anlayışını savundu. Doğaya dönük, insanı doğa içinde ele alan şiirler yazdı. Aşk ve ölüm temalarını işledi. Eski-yeni edebiyat tartışmalarının merkezinde yer aldı. Tek romanı, Türk edebiyatında realizmin ilk örneklerinden sayılan Araba Sevdası adlı eseridir. Yazar bu eserde ailesinin parasını zevk ve eğlencesine harcayanları eleştirdi. Bu eseri yazdığı dönemde ailesini karşısına almış ve baba mirasından olacağını bile bile eserini yazmaya devam etmiştir.

Manzum: Nağme-i Seher (1871) Yadigâr-ı Şebâb (1873) Zemzeme (3 cilt, 1883-1885) Tefekkür (düzyazı ile karışık, 1888) Pejmürde (düzyazı ile karışık, 1893) Nijad Ekrem (2 cilt, anılarla birlikte, 1900-1910) Nefrin (1914)

Roman : Araba Sevdası(1896, ilk realist romanlardan)

Öykü: Saime (1888) Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi (1890) Şemsa (1895)

Oyun: Afife Anjelik (1870) Atala Yahut Amerikan Vahşileri (1873) Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç (1874) Görev Çağrısı (1914) Çok Bilen Çok Yanılır (1916)