Cevap :
ğretmenlik koşulsuz sevmek ister. Öğrencileri gördüğünde mutlu olmayı, onlarla konuşurken gülümseyebilmeyi, hata yaptıklarında ayarını bilerek kızmayı, mutlu olduklarında paylaşmayı ister. Öğretmenlik fedakarlık ister.
Öğrencinin ne parası, ne ailesi, ne de görünüşü önemli olmalıdır senin için. Yalnızca insan olduğu için sevmelisin onu. Yalnızca öğrencin olduğu için gülümsemelisin. Gül kokmalı hepsi sana. Güller bahçesinde hissetmelisin kendini. Eğer gül tanımına uymayan bir hali olan varsa söküp atmamalısın onu. O da ‘gül’dür. Çünkü gül tohumu var onda. Güle benzetilemeyecek hale gelmesi onun suçu değil, emin ol. Ona gerekli bakım yapılmayışındandır. Gül şeklini alıncaya kadar uğraşmaktır artık görevin. Gül haline geldiğinde ise en büyük zevk, onun gözlerinin daha fazla parladığını fark edip gözlerinin dolmasıdır.
Öğretmen olmak birçok kişi olabilmektir. Bir bedende birden çok kişilik taşıyabilmektir. Bazen çocuk, bazen uçuk, bazen ciddi bir insan, bazen ezilmiş kişi, bazen ahraz bir insan, bazen kızgın adam, bazen sinirli, bazen güleryüzlü bir insan, bazen de kendin olman gerekir.
Öğretmen olmak çevreyle de savaşman demektir. Hayata olumsuz bakanlarla boğuşman demektir. Boşver kardeşim diyenlerle uğraşman demektir. Ve tüm bu uğraşları verirken enerjini kaybetmeden, daha da enerji alarak yoluna devam edebilmen demektir.
Öğretmen olmak, binlerce çocuğa sahip olman demektir. Binlerce evlada sahip olmanın verdiği sorumluluğu taşıyabilmen demektir.
Bunları okuyup da yüreğinin derinliklerinde hak vermişsen yazılanlara, sana kolaydır öğretmenlik. Yok ciddiye almamışsan bu yazıyı, zorlanacaksın, bunalacaksın, her sabah yine mi okul diyeceksin bilmiş ol!