Cevap :
İlk Çağlarda Anadolu - Anadoluda Kurulan Uygarlıklar ve inanışları
1. Türkiye'nin Tarih Öncesi Dönemlerini Aydınlatan Merkezler
Anadolu:
Küçük Asya. İlk çağlardan itibaren Anadolu’ya (güneşin doğduğu yer) anlamına gelen "Anatolia" denirdi. Anadolu bir yarımada oluşu uygun iklimi doğal yapısı sebebiyle her devirde cazibe merkezi durumunda olmuştur. Bu sebeple Anadolu'nun geçmişi Yontma Taş Devri'ne kadar ulaşır.
Karain ve Beldibi mağaraları Çayönü Çatalhöyük Hacılar Truva Alişar ve Alacahöyük Anadolu'nun tarih öncesi geçmişini aydınlatan önemli merkezleridir.
Eski çağlardan beri birçok kavim Anadolu’ya göç ederek yerleşmiş veya Anadolu'yu işgal etmişlerdir.
Bunların başlıcaları:
Hititler Frigler İyonlar Urartular Persler Makedonyalılar Romalılar ve Bizanslılardır.
Henüz yazının bilinmediği döneme tarih öncesi çağlar (prehistorik) denir.
Tarih Öncesi Çağlar (Prehistorik Devirler):
1. Taş Çağı
Üç dönemde incelenir.
a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağı) > (M.Ö. 600.000 -10.000)
b) Orta Taş / Yonta Taş (Mezolitik Çağı) > (M.Ö. 10.000 - 8.000)
c) Cilâlı Taş / Yeni Taş (Neolitik Çağı) > (M.Ö. 8.000 - 5500)
a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağı) (M.Ö. 600.000 -10.000)
Bu devri yaşayan insan toplulukları ilkel bir göçebe hayat sürmüşlerdir.
Ağaç kovuklarında mağaralarda ve nehir yataklarında yaşayan insanlar tabiatta hazır bulduklarıyla avcılık ve balıkçılıkla geçinmişlerdir. (Avcı ve toplayıcı).
Türkiye'de Eski Taş Devri:
Antalya'da Karain Beldibi ve Belbaşı Mağaraları Anadolu'da bu döneme ait önemli merkezlerdir.
b) Orta Taş / Yonta Taş (Mezolitik Çağı) (M.Ö. 10.000 - 8.000)
İnsanlığın toplayıcılık ve avcılıktan üretime geçiş yaptığı dönemdir.
Hayvanlar evcilleştirilmiştir.
Buzul çağları sona ermiş yeryüzündeki iklim koşulları günümüz iklimine dönmeye başlamıştır.
Türkiye'de Orta Taş Devri:
Antalya'da Beldibi Mağarası Göller yöresinde Bardiz Samsun'da Tekkeköy Ankara çevresinde Macunköy bu devre ait önemli merkezlerdir.
c) Cilâlı Taş / Yeni Taş (Neolitik Çağı) (M.Ö. 8.000 - 5500)
Tarım hayatı başlamış köyler kurularak yerleşik hayata geçilmiştir.
Topraktan kap-kacak yapılır ve seramik sanatı başlar.
İlk yerleşim birimleri oluşturulur.
Hayvanlar evcilleştirilir ve bitki liflerinden elbiseler yapılır.
ilk dinsel inançlar ortaya çıkar.
İlk ticaret başlar.
Ataerkil bir düzen kurulur.
Köleci toplum yapısı ortaya çıkar.
Günümüzün sosyal yaşam biçimi oluşur.
Türkiye'de Yeni Taş Devri:
Konya'da Çatalhöyük Diyarbakır'da Çayönü Gaziantep'te Sakçagözü önemli merkezlerdir.
İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yeri olarak Konya - Çatalhöyük kabul edilmektedir.
İlk üretim yeri de Diyarbakır - Çayönü kabul edilir.
2. Taş-Bakır (Kalkolitik) Çağı (M.Ö. 5500-2500)
Taş devrinin sonlarına doğru maden keşfedilmiştir.
İlk kullanılan maden bakırdır.
Türkiye'de Kalkolitik Devir:
Çanakkale'de Truva Burdur'da Hacılar Yozgat'ta Alişar Çorum'da Alacahöyük'tür.
3. Tunç Çağı (M.Ö. 2500-1200)
Bu dönemde site denilen ilk yönetim örgütleri (devlet) oluşturulmuştur.
Bu dönemde toplumlar arası iletişim ve ticaret gelişmiştir.
Türkiye'de Tunç Devri:
Anadolu'da üretim artmasına paralel olarak ticaret gelişmiş toplumsal ilişkiler hızlanmıştır. Yazı Asurlu tüccarlar tarafından Türkiye'ye getirildi.
Anadolu'da ilk yazılı belgeler Kayseri yakınlarındaki Kültepe'de bulundu. Böylece Anadolu'da tarih çağları başladı (M.Ö. 2000).
Anadolu'nun batısında Gediz ve Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye ilk çağda Lidya, bu topraklarda oturanlara Lidyalılar denilmiştir. Hint - Avrupalı bir kavim olan ve doğudan Anadolu'ya gelen Lidyalılar önce Hititlerin daha sonra da Frigyalıların egemenliği altında yaşadılar. Dilleri, Hitit dili ile benzerlik göstermektedir.
Lidyalılar, Frigyalıların yıkılmasından sonra Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet kurdular (M.Ö. 687).
Lidyalıların başkenti, dönemin en büyük ve zengin kentlerinden olan Salihli yakınlarındaki Sardes (Sard)’dır.
Giges, devletin sınırlarını genişletti. Doğu sınırları Kızılırmak ırmağına kadar uzandı.
Kimmerlere karşı Asurlularla işbirliği yapmışlar ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur'a kadar uzanmıştır.
Kral Alyattes zamanında Medlerle savaş yapıldı. MÖ 585 yılında barış yapılarak, Kızılırmak iki devlet arasında sınır oldu.
Ayrıca Lidyalıların parayı bulan ilk uygarlık olduğuna dair yaygın bir kavram yanılgısı vardır, oysa para çok daha eski bir medeniyet olan Sümerler'de ve Mısır'da da vardır. Gerçekte Heredot, Lidyalıların gümüş ve altın madeni parayı ilk defa kullandığını yazar. Başka deyişle Lidyalılar zaten var olan para sisteminin aracı olarak altın ve gümüşü tercih eden ilk uygarlıktır.
Son kralları Krezus dönemi Lidya'nın en parlak zamanı oldu. Başkentleri Sard aynı zamanda dönemin kültür ve sanat merkeziydi. Ancak bu durum uzun sürmedi. Adalar (Ege) Denizi’ne çıkmak istemeyen Pers Kralı Kyros (Kirus), Mısır'la ittifak yapan Lidya Kralı Krezus'u yenerek Lidya Krallığına son verdi (M.Ö. 546).
Lidyalıların Parayı Bulduğu AnLidyalılar tarihte ilk madeni parayı icat edenlerdir. O zamanlarda paranın adı para değildi Lidyalılar tarafından ona "sikke" deniliyordu. Sikke eski uygarlıklarda kalmış bir para türüdür. Altın, gümüş, bakır, nikel, tunç ve aluminyum gibi metal alışımların karışımları ile üretilmiş olup ilkel çağlarda ticarette kullanılan değiş-tokuş yöntemi yerine daha kullanışlı bir değişim aracı arayışlarının sonucu olarak ortaya çıkmıştır.