cemiyetlerle ilgili( yararlı ve zararlı olanlar,amaçları ayrıca rumların,ermenilerin ve yahudilerin kurduğu cemiyetler) hakkında bilgi 



Cevap :

1. Zararlı Cemiyetler

a. Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler

Mavri Mira Cemiyeti:

 

İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya'yı Yunanistan'a katmak için kurulmuştur.

 

İstanbul'daki Rum Patrikhanesince, patrik vekilinin başkanlığında kurulmuştur.

 

Mavri Mira Cemiyeti Megali İdeanın gerçekleşmesini sağlamak için gerekli faaliyetleri yürütmek için kurulmuştur.

Etnik-i Eterya Cemiyeti:

 

1814 yılında Yunanistan'a bağımsızlığını kazandırmak amacıyla kurulmuştur (1814).

 

1896 yılında meydana gelen Girit İsyanına neden olmuşlardır.

 

I. Dünya Savaşında ise Rumların yaşadığı tüm toprakları Yunanistan'a katarak, Bizans'ı canlandırmayı amaçlamışlardır.

Pontus Rum Cemiyeti:

 

Doğu Karadeniz Bölgesinde faaliyet göstermiştir.

 

Trabzon Rum İmparatorluğunu tekrar kurmak amacı ile Rumlar tarafından kurulmuştur.

Ermeni Taşnak - Hınçak Cemiyeti:

 

Ermenilerin kurduğu bu cemiyet Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devleti kurmak amacıyla faaliyet göstermiştir.

Alyans İsrailit Cemiyeti:

 

İstanbul'daki Yahudi gençler tarafından kurulmuştur.

 

Filistin'den Elazığ'a kadar uzanan Büyük İsrail Devletini kurmayı amaçlamışlardır.

Not: Azınlıkların kurduğu bu cemiyetler itilaf Devletleri tarafından desteklenmiştir. Ayrıca

 

Rum ve Ermeni kiliseleri etkili olmuştur. Kuruluş amaçları ise genel olarak Anadolu'nun işgalini kolaylaştırmaktır.

b. Milli Varlığa Düşman Cemiyetler

Hürriyet ve İtilaf Fırkası:

 

Mondros Ateşkesinden sonra İttihat ve Terakkinin çekilmesiyle ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere yeniden faaliyete geçti.

 

İç ayaklanmalarda kışkırtıcı rol oynadı.

 

Müdafaa-i Hukukçuları cinayet komitesi ve türediler grubu olarak ilan etmiştir.

Kürt Teali Cemiyeti:

 

Bu cemiyet İngilizlerin yardımıyla İstanbul'da kurulmuştur.

 

Wilson ilkelerinden yararlanarak doğu illerimizi içine alan bir sahada Kürt devleti kurmak amaçlanmıştır.

 

Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşmeyi reddetmiştir.

Teali İslam Cemiyeti:

 

Saltanat ve hilafeti korumak amacıyla mücadele eden bu cemiyeti, İstanbul medreselerindeki bazı müderrisler kurdular.

 

Cemiyeti kuranlar Anadolu'daki Milli Mücadeleyi engellemeye çalışmışlardır.

 

Hilafet ve ümmetçilik esaslarını benimsemiştir.

 

Hürriyet ve İtilaf Fırkasının yan kuruluşu gibi çalışmıştır.

 

Bu cemiyet, Kuva-yı Milliye hareketini isyan ve Mustafa Kemali de eşkıya olarak ilan etti.

İngiliz Muhipleri (Dostları) Cemiyeti:

 

Cemiyetin merkezi İstanbul'dur.

 

Bu cemiyet Osmanlı Devletine İngiliz hakimiyetini kabul ettirmek amacıyla çalışmıştır.

 

Anadolu'daki milli direnişe engel olmaya çalışan cemiyet üyeleri İngiliz himayesinde yaşamanın faydalı olacağını iddia etmişlerdir.

 

Cemiyetin gizli amacı ülkede ayaklanma ve karışıklıklar çıkarmak, uyanmaya başlayan millî bilinci boğmak ve böylece yabancı müdahalesini kolaylaştırmaktı.

Wilson Prensipleri Cemiyeti:

 

Amerikan masını savunan yazar ve gazeteciler tarafından kuruldu.

 

Cemiyetin kurucularından bazıları daha sonra millî mücadele saflarına katıldılar.

2. Milli Cemiyetler

Şarkî (Doğu) Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:

 

Genel merkezi İstanbul'da olan bu cemiyet Erzurum ve Elazığ'da şube açmıştır.

 

Amacı, doğu illerimizin Ermenilere verilmesini engellemektir.

 

Cemiyetin kararları, Kesinlikle Doğu Anadolu'dan göç edilmeyecek.Doğu illeri bir saldırıya uğrarsa bileşilecek. Bilim, din ve ekonomi alanında teşkilatlanılacak.

 

Erzurum Kongresini düzenlemişlerdir.

Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:

 

Trakya'nın Yunanlara verileceği endişesi ile Edirne'de kurulmuştur.

 

Osmanlı Devleti parçalığı takdirde Batı Trakya ile birleşerek, Trakya Cumhuriyetini kurmayı amaçlamıştır.

 

Mondros'tan sonra kurulan ilk direniş cemiyetidir (2 Aralık 1919).

 

Lüleburgaz, Edirne kongrelerini düzenlemişlerdir.

Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti:

 

Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmesini ve bölgede Rum Pontus Devletinin kurulmasını önlemek amacıyla kurulmuştur.

Kilikyalılar Cemiyeti:

 

Merkezi İstanbul'da olan bu cemiyet, Adana ve çevresini işgalden korumak ve bölgenin Ermenilere verilmesini önlemek amacıyla mücadele etmiştir.

İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:

 

İzmir'in Yunanlılara verileceğinin duyulması üzerine İzmir'de kurulmuştur. İzmir ve çevresinin Yunanistan'a verilmesini önlemek amacıyla mücadele etmiştir.

Milli Kongre Cemiyeti: İstanbul'da kurulan bu cemiyet, Türklere karşı yapılan propagandalara, yayım yolu ile karşı koymayı amaçlamış ve Türk milletinin haklı davasını basım yayım yoluyla tüm dünyaya duyurmaya çalışmıştır.
Cemiyet nedir?

Topluluk, toplum. Belli bir gaye için bir araya gelmiş olan topluluk, dernek. Düğün, sünnet vb. için yapılan toplantı; perişanlığın, dağınıklığın zıddı olan derli topluluk olma hali. Resmi olanlarına daha ziyade kurum denir

Topluluk halinde yaşamaya muhtaç özellikte yaratılan insanoğlu, tarih boyunca yapmakta güçlük çektiği işleri başarabilmek için biraraya geldi, Cemiyetler teşkil etti. Bu cemiyetler, ekseriyetle hayırlı bir işi tahakkuk ettirebilmek için kurulduğu gibi, bazı zamanlarda kötü maksatları gerçekleştirmek için kurulanları da oldu. Umumiyetle insan ömrünün sınırlarını aşan ve sürekli bir gayeyi gerçekleştirmek

için kurulan cemiyetler, milletlerin hayatında önemli bir yer tutmuştur.

İslam dininin sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği ehemmiyet sebebiyle, daha önceki Müslüman devletlerde bulunan mesleki birlikler, hayır kuruluşları ve vakıflar gibi çeşitli cemiyetler, Osmanlılar devrinde de kurulmuş ve pekçok hayırlı hizmetler gerçekleştirmiştir.

On dördüncü yüzyılın ikinci yarısından itibaren güçlenen ve teşkilatlanmaya devam eden Osmanlı Devleti, devlete karşı güç meydana getirebilecek insan topluluklarını belli gayeler etrafında toplayarak, çeşitli cemiyetler kurdu. İsmi cemiyet olmasa da bir esnaf birliği olan Ahilik Teşkilatı, bunlardan ilki olarak düşünülebilir. Aynı gaye etrafında bir araya gelen insanlarla devlet arasında anlaşmayı sağlayan kethüdalar, devlet tarafından; kethüdadan sonra gelen yiğitbaşı ise, esnaf veya cemiyet üyeleri tarafından seçildi. Cemiyet üyelerinin dilekleri yiğitbaşı tarafından kethüdaya, kethüda aracılığı ile de saraya iletiliyordu. Kuruluş ve yükseliş devirlerinde, devlet ile cemiyetlerin münasebetleri gayet sağlıklı bir şekilde yürüdü. İslamiyetin birlik ve dayanışmayı emretmesi sebebiyle çeşitli unsurların birlik ve beraberlik içinde yaşadığı Osmanlı Devletinin, Hıristiyan Avrupa ile kültürel münasebetlerin başlatıldığı 17 ve 18. yüzyıllarda, Avrupa’da meydana gelen bazı değişiklikler Osmanlı Devletine de tesir etmeye başladı.