Evrendeki her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığını örnek ererek açıklayınız



Cevap :

Evrenimizi, içinde yer aldığımız Samanyolu Galaksisi'ni, Güneş Sistemimizi ve üzerinde yaşadığımız Dünya gezegenini kuşatan sayısız kanun, denge ve ölçü vardır. Bu kanun, denge ve ölçülerin her biri insan yaşamına imkan sağlayacak -mucizevi- bir biçimde, özel olarak hesaplanmış ve düzenlenmişlerdir. Evrenimizi detaylı olarak incelediğimizde en temel kozmik kanunlardan, en kritik fiziksel değerlere, en küçük dengelerden en ince hesaplara kadar herşeyin ayrı ayrı son derece hassas ölçülere göre ayarlanmış olduklarını görürüz. 

Evrenin genişleme hızından Dünya'nın Samanyolu Galaksisi'ndeki konumuna, Güneş'in yaydığı ışığın cinsinden suyun akışkanlık değerine, Ay'ın Dünya'ya olan uzaklığından, atmosferdeki gazların oranına kadar burada sayamadığımız sayısız faktör, insan yaşamının var olması için en ideal ölçülerde ayarlanmışlardır. Öyle ki bu sayısız faktörden sadece birindeki en ufak bir sapma dahi evrende canlı yaşamının asla var olmaması anlamına gelecekti. 

Gerçekten de, evrende insanoğlunun var olması ve yaşamını sürdürmesi için gereken şartların her biri, "tek tek" birer mucize niteliğindedir. Gereken milyonlarca şartın bir araya gelmesi ise uçsuz bucaksız bir "mucizeler zinciri" oluşturur. Bir şeyin mucize olması ise, elbette Allah'ın varlığının ve üstün aklının delillerindendir. Kusursuz bir uyuma ve mükemmel bir tasarıma sahip olan evren, Allah'ın eşsiz ilmini ve kudretini bize tanıtır. 

Evrenin Genişleme Hızındaki Mucizevi Ölçü 

Evrenin genişleme hızı, evrenin şu anki yapısının oluşabilmesi açısından son derece kritik bir değere sahiptir. Eğer genişleme hızı çok az daha yavaş olsaydı, bütün evren, daha Güneş Sistemleri tam anlamıyla düzenlenemeden tekrar içine çökmüş olacaktı. Eğer evren biraz daha hızlı genişliyor olsaydı, madde ne galaksileri ne de yıldızları bir daha asla oluşturamayacak biçimde boşlukta dağılıp gidecekti. Her iki durum da, canlılığın ve bizlerin var olamaması anlamına geliyordu. 

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmemiş ve evrenin genişleme hızının sahip olduğu son derece hassas değer sayesinde şimdiki evren ortaya çıkmıştır. Peki, bu denge ne kadar hassastır? 

Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden ünlü matematiksel fizik profesörü Paul Davies, bu soruyu cevaplamak için uzun hesaplar yapmış ve inanılmaz bir sonuca ulaşmıştır Davies'e göre, kainatın yaratıldığı büyük patlamanın ardından gerçekleşen genişleme hızı eğer milyar kere milyarda bir oranda (1/1018) bile farklı olsaydı, evren ortaya çıkamazdı. Milyar kere milyarda bir ifadesi rakamsal olarak şöyle yazılır: 

"0,00000000000000000 1".

Evrende mükemmel bir düzen ve uyum vardır Yüce Allah, yaratmasındaki mükemmelliği, evrende var olan düzen ve uyuma Kur'an'da şöyle belirtmektedir: "Rahmanın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak(düzensizlik) görüyor musun?" (Mülk suresi, 3 ayet) 
Dünyanın kendi eksine etrafında dönüş hızı, ayın dünyaya olan uzaklığı, atmosfer tabakasının kalınlığı, havadaki gaz miktarı vb evrende mükemmel uyum olduğunu gösterir Kur'an'ın işaret ettiği ölçülü yaratılış ile ilgili bilimsel gerçeklerden bazıları şunlardır: 


Dünya kendi ekseni etrafında saatte bin mil hız yapar Eğere böyle değil de saatte yüz mil hız yaparak kadar dönseydi, gündüz ve gece şimdi olduğundan daha uzun olurdu Bu durumda bitkiler gündüz yanar, kalan olursa da onlarda donardı 
Ay, dünyamıza şimdiki noktasından 50 bin mil ötede olsaydı, yeryüzünde med-cezir(gel-git) olayları sonucunda bütün kıtalar günde iki defa su altında kalırdı 
Dünyamızın çevresini saran atmosfer tabakası biraz daha ince olsaydı, atmosferde yanıp parçalanan binlerce meteor, o zaman dünyamıza rahatlıkla ulaşabilir ve her şeyi yok ederdi 
Mevsimlerin sürekliliği, gece ile gündüzün birbirini izlemesi, su döngüsü, yeryüzünde yaşamın oluşması da evrende mükemmel bir düzenin olduğunun en açık delilidir